Sosyal Medya

Güncel

Selahaddin E. Çakırgil: Tabiî felâketler ‘sosyal paranoya’ya dönüşmesin!

Elbette, ilahî cezalandırmalarda, depremler, tufanlar, salgın hastalıklar vs. de vardır, ama, bütün tabiî felaketleri sadece ilahî ceza ile izaha kalkışınca, çok daha ahlâksızlık içinde yüzen coğrafyalarda böyle tabiî felâketlerin olmayışı karşısında insan cevap veremez hale gelir.



Selahaddin E. Çakırgil - STAR

Son günlerde Meksika Körfezi açıklarında denizde meydana gelen 8 ÅŸiddetinde deprem ve Florida’dan milyonların bir kasırgadan kaçış haberleri dünya gündeminde ilk sıraları alırken ’Deprem uzmanları’ da ekranlara yine sökün ettiler.

Hele A. E. isimli bir prof.’un,"Depremin ardından oluÅŸan yer kabuÄŸu gerginliÄŸi Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde, 10 gün içerisinde büyük bir depreme sebep olacak" ÅŸeklindeki sözleri, ‘Hayır, öyle bir ÅŸey olmayacak’  demek kadar, hiç bir ‘bilimselliÄŸi’  olmayan ve toplumu ‘depremparanoiası’na sürükleyebilecek bir iddiaydı.

Bu tartışmalar halk arasında da yankısını buluyor elbette.

Bir çayhanede, yanıbaşımda yüksek sesle sohbet eden kiÅŸilerden birisi bu deprem uzmanlarının sözlerinden ilhamla, ‘Bunca ahlâksızlık olursa, elbette deprem olur!’ diyordu. Bu gibi konuÅŸmalara tahammül etmek de bir ayrı dert.

***

Elbette, ilahî cezalandırmalarda, depremler, tufanlar, salgın hastalıklar vs. de vardır, ama, bütün tabiî felaketleri sadece ilahî ceza ile izaha kalkışınca, çok daha ahlâksızlık içinde yüzen coÄŸrafyalarda böyle tabiî felâketlerin olmayışı karşısında insan cevap veremez hale gelir.

Bir komedyeni andıran bir vaiz de, 17 AÄŸustos 1999’daki Büyük Marmara Depremi’nden sonra, Almanya’da, kalabalık bir cemaate hitaben, -sanki birilerinin rüyası delilmişçesine-, ‘Büyük zatlardan birisi, gördüğü rüyada, son deprem sırasında, o bölgeden Ahiret’e intikal edenlerden hiç birisinin Cennet’e gitmediÄŸini görmüştür..’ diyordu; insana ancak, ‘Yuhh!’ dedirtecek ÅŸekilde… Ve aynı kiÅŸi, hemen ardından da, ‘Depremde evlerinizin yıkılmaması ve yıkıntılar arasında ölmemek için, iki dua kitapçığı hazırladık, çıkışta alabilirsiniz. Her birinin kıymeti sadece 5 mark. Alıp da kopyasını çıkartıp çoÄŸaltırsanız hakkımı helâl etmem.’ hokkabazlığını sergiliyordu.

Bazıları da, bu gibi hadiseleri sadece günahlara batmakla izah ediyordu. Bu gibi ındî deÄŸerlendirmeler insanları bir de inançlarıyla karşı karşıya bile getirebilir.

Buna benzer değerlendirmeler sadece bizde oluyor sanılmaya.

***

Nitekim, yıllar önce B. Amerika’da New Jersey’de binlerce insanı yutan su baskını üzerine oradaki Hristiyan din adamları da kiliselerde, ‘Bu felaketlerin Tanrı’nın hükümlerine karşı gelmekten kaynaklandığı’na dair ateÅŸli vaazlar veriyorlar ve bu konu Amerikan kamuoyunda büyük tartışmalara yol açıyordu.

GeçmiÅŸte, 1755’de -üstelik de ‘Azizler Yortusu’  denilen bir bayram gecesinde-meydana gelen ve 100 bin kiÅŸiyi ve Lizbon’u bütünüyle yutan büyük deprem için Kilise’nin, ‘Tanrı kendi kullarını tanır-gözetir.’ (Novit enim Dominusquisunteius..) gibi yorumları da, büyük itiqadî tartışmalara yol açmıştı.

***

Geçenlerde BaÅŸbakan da, yaptığı bir konuÅŸmada ‘büyük bir depremin mutlaka olacağını ve bütün yapıların depreme dayanıklı hale getirilebilmesi için 15 seneye ihtiyaç olduÄŸunu, ’’Deprem öldürmez, hazırlıksız, saÄŸlıksız yapılar öldürür’’ ilkesinin asla unutulmamasını’ söylüyordu.

Tamam, bütün yapıların deprem ÅŸartlarına uygun hale getirilmesi gereklidir, ama, ‘Deprem öldürmez’ sözü büyük bir iddia. Öyle depremler olur ki, en saÄŸlıklı yapılar bile yerle bir olur. 13-14 sene önce Endonezya sahillerinde meydana gelen büyük depremin 330 bin insanı yuttuÄŸu, meydana gelen tsunami dalgalarının 5 bin km. uzaklardaki DoÄŸu Afrika sahillerini bile yerle bir ettiÄŸi; ya da, depreme karşı çok güçlü tedbirler aldığı söylenen Japonya’da Ocak-1995’de Kobe ÅŸehrinin bir depremle nasıl yerle bir olduÄŸu ve binlerce insanı yuttuÄŸu, nasıl hatırlanmaz? Kaldı ki, dünyanın belli deprem kuÅŸakları, belli tayfun, kasırga ve tsunami  bölgeleri vardır. Amerika’daki kasırga ve deniz baskınlarının sözgelimi, Akdeniz’de görülmemiÅŸtir. Hiç deprem geçirmemiÅŸ yerler de, hakezâ..

***

Evet, sadece deprem deÄŸil, bütün muhtemel felaketlere karşı, aklen alınması gerekli her türlü tedbir alınmalı; ama, toplum, ‘taqdir-i ilahî’ye karşı bir ‘sosyal paranoia’ya, bir korku canavarına da sürüklenmemeli.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.